TR72 YAPI SEKTÖRÜ RAPORU
92
92
VII.KYOTO PROTOKOLÜ
Tüm bunlara ek olarak, sanayileşme ile başlayan aşırı fosil yakıt tüketimi sonucu ortaya çıkan sera gazı salımları yerküreyi ısıtarak ciddi iklimsel
olaylara yol açmakta, çevre ve sürdürülebilirlik konusunu en önemli gündem maddelerinden biri haline getirmektedir. Yirminci yüzyılın büyük
küresel tehdidi olan iklim değişikliğine karşı mücadele amacıyla uygulanan Kyoto Protokolü kapsamında enerji tüketimi sonucu ortaya çıkan sera
gazı salım oranlarının, 1990 seviyesinin %5,2 altına düşürülmesi hedeflenmektedir. Buna bağlı olarak, bazı ülkeler ilk yükümlülük dönemi olan
2008-12 yılları arası sera gazı salım değerlerinde azaltım hedefleri belirlemiştir.
Türkiye %1,3’luk payı ile, Dünya sera gazı emisyon oranları sıralamasında 13. sırada yer almaktadır. Şubat 2009 yılında Kyoto Protokolü’nü
imzalamış olmamıza rağmen 2013 yılına kadar sera gazı salımlarında azaltmaya gidilmeyecek, ancak gerekli altyapı çalışmaları tamamlanacaktır.
İnşaat ve inşaat malzemeleri sektörleri, doğal kaynak tüketimi, yüksek yakıt ve elektrik tüketimine bağlı sera gazı salımı, inşaat malzemesi
üretimi, inşaatın yapımı ve yapıların yıkımı sırasında ortaya çıkan atıklar düşünüldüğünde, çevre ve iklim değişikliği üzerinde en fazla etkisi
bulunan sektörler arasında yer almaktadır.
İnşaat malzemeleri sektörleri enerji yoğun sektörler olmaları sebebiyle, Kyoto Protokolü sonrası dönemde en fazla risk altına giren sektörlerin de
başında gelmektedir. AB’ye yapılacak ihracatlarda sınırda karbon eşitleme vergilerinin gelmesiyle, üreticiler için ek maliyetlerin ortaya çıkması
söz konusu olabilecektir. Bununla birlikte, Kyoto’ya taraf olunmasından dolayı, bazı global üreticiler Türkiye yerine çevre ülkeleri üretim üssü
olarak kullanabileceklerinin sinyallerini vermektedir.
Bu sebeple, hem sera gazı azaltım hedefi açıklandığında hazır olmak, hem de AB’ye ihracatta rekabetçiliğimizi sürdürmek adına üreticilerin,
üretim faaliyetlerinin karbon envanterini çıkartarak sera gazı salımlarını azaltma yoluna gitmeleri, üretimde yenilenebilir enerji kaynaklarını
kullanmaları ve çevreye asgari seviyede etki edilmesi için gerekli önlemleri bir an önce almaları önem taşımaktadır. Bu anlamda özellikle TR72
Bölgesinde Yozgat ilinde yaygın olan pişmiş kilden tuğla ve kiremit üretimi faaliyetleri yeniden gözden geçirilmelidir.